Amaç: Allojenik hematopoietik kök hücre nakli (AHKHN) benign ve malign hematolojik hasta- lıklarda hala en önemli küratif tedavi seçeneğidir. Nakil sonrası nüks hastalıkta prognoz kötü olup, kısıtlı tedavi seçeneklerinden biri de ikinci AHKHN’dir. Benzer şekilde, ilk AHKHN’den sonra gelişen greft yetersizliğinde de ikinci AHKHN tercih edilebilmektedir. Literatüre bakıldığında, nakil sonrası nüks eden hastaların da çoğunun ikinci AHKHN’ye ilerleyemediğini, ikinci AHKHN hakkında oldukça heterojen ve az sayıda yayın olduğu görülmektedir. Biz de, kendi merkezimiz- deki ikinci allojenik nakil deneyimimizi, yöntemlerini, endikasyonlarını, sonuçlarını ve mortalite verilerini geriye yönelik olarak araştırmayı hedefledik. Hastalar ve Yöntem: 2001-2021 yılları arasında, merkezimizde ikinci kez AHKHN yapılmış olan hastaların verileri geriye yönelik olarak, üniversitemizin elektronik sistemi ve hasta dosyaları kullanılarak taranmıştır. Çalışmaya hastaların demografik özellikleri, tanıları, nakilde uygulanan hazırlık rejimleri, kök hücre kaynakları, Graft versus Host hastalığı (GvHH) verileri, nakil öncesi ve sonrası hastalık durumları, toplam sağkalımları değerlendirmeye alınmıştır. Analizler IBM SPSS ver. 21.0 Armonk, NY kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza 51 hasta [19 (%37.3) kadın, 32 (%62.7) erkek] alınmış olup ortanca yaşları 34 (18-65) olmuştur. Çoğu hastada (s= 46, %90.2) ikinci nakilde verici değişikliği yapılmamıştır. Hastaların 11’inde (%21.6) ikinci nakil sebebi engraftman yetmezliğiyken, 40’ında (%78.4) direnç- li ya da nüks hastalıktır. Verilen CD34 (+) hematopoietik hücre miktarı ortanca 5.77 x 106/kg (1.11- 8.29) olmuştur. Beş hastada (%9.8) kök hücre kaynağı kemik iliğiyken 46 hastada (%90.2) çevre kanı kaynaklı kök hücre kullanılmıştır. Toplam sağkalımı etkileyen faktörleri araştırmada yapılan analizde, hastanın ikinci nakil esnasındaki ECOG skorunun birden büyük olması (p= 0.001), yaşı- nın 60’tan büyük olması (p= 0.05), haploidentik nakil (p= 0.038) ve hastalık durumunun kısmi/ tam remisyon dışı olmasının (p= 0.024) sağkalımı istatistiksel olarak anlamlı şekilde kısalttığı tespit edilmiştir. Tüm hasta grubunda bir yıllık sağkalım olasılığı %33.3 bulunmuştur. Sonuç: İkinci AHKHN, nakil sonrası nüks hastalıkta ya da greft yetersizliğinde gündeme gelen, morbidite ve mortalitesi yüksek bir tedavi seçeneği olmakla beraber, performans skoru ve ikinci nakildeki yaşı görece düşük olan, hastalığı remisyonda olan, seçilmiş bir hasta grubunda tercih edilebilir.
Objective: Allogeneic hematopoietic cell transplantation (AHCT) is still the most important curative treatment option for both benign and malignant hematological disorders. The prognosis is poor for relapsed disease after transplantation, and one of the limited treatment options is a second AHCT. Similarly, second AHCT may be preferred in graft failure secondary to the first AHCT. Revising the current literature, most of the patients who relapsed after the first allo-transplantation, fail to move forward to a second AHCT and there are very few publications regarding the second AHCT, includ- ing very heterogeneous groups of patients. Here, we aimed to retrospectively investigate our second allogeneic transplant experience, methods, indications, results and mortality data in our center. Patients and Methods: The data regarding patients who had a second AHCT in our center between 2001 and 2021 were analyzed retro- spectively using the electronic records system and patient files of our university. Demographic characteristics of the patients, diagnoses, conditioning regimens used, stem cell source, graft versus host disease (GvHD) data, pre- and post- transplantation disease status, and overall survival were evaluated. All analyses were performed via IBM SPSS ver. 21.0 Armonk, NY. Results: 51 patients [19 (37.3%) females and 32 (62.7%) males] were included in our study and their median age was 34 (18-65). The donor in the second AHCT was mostly (n= 46, 90.2%), the same donor from the first one. For 11 (21.6%) of the patients, the indication for second AHCT was engraftment failure, while 40 (78.4%) had relapsed/refractory disease. The median amount of CD34 (+) hematopoi- etic cells infused was 5.77 x 106/kg (1.11-8.29). Stem cell source was bone marrow for five patients (9.8%), and peripheral blood for 46 patients (90.2%). Analysis on factors affecting overall survival revealed that an ECOG score >1 at the time of the second AHCT (p= 0.001), patient age greater than 60 (p= 0.05), haploidentical donor (p= 0.38) and the disease status other than remission (p= 0.024) significantly decreased overall survival. The one-year survival probability was found to be 33.3% in the entire patient group. Conclusion: Although the second AHCT is a high risk treatment option for post-transplant relapsed disease or graft failure, it could be a viable option in a carefully selected patient group with good performance score, a relatively low age at the second transplant and whose disease is in remission.