Akademik Veri Yönetim Sistemi
II. Uluslararası III. Ulusal Kadın Sağlığı Hemşireliği Kongresi, Ankara, Türkiye, 21 - 23 Aralık 2023, ss.472
İklim krizi; küresel iklim değişiklikleri sonucu meydana gelen ısı artışı doğrultusunda kutuplardaki buzulların erimesi, deniz ve okyanus seviyelerindeki artışlar, taşkınlar, kıyı alanlarındaki toprak kaybı, temiz suyun varlığının ve ulaşılabilirliğinin azalması, ciddi derecede buharlaşma ve kuraklıkların yangınlara sebebiyet vermesi gibi değişen iklim şartlarının olumsuz sonuçlarının bütününü ifade eden bir kavramdır. İklim krizi bugünün ve yarının dünyası için sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda ciddi bir tehdit olarak görülmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, aynı toplumun içerisindeki erkek ve kadın bireyler arasındaki sosyokültürel ve ekonomik fırsat ayrıcalıklarını yahut sınırlamaları içeren, geçmişten günümüze süregelen bir sorundur. Toplumsal cinsiyet sorununun sebepleri ve iklim krizinin sonuçları değerlendirildiğinde birbirlerinden bağımsız olmadıkları söylenebilmektedir. Kadınların; iklim değişikliklerine uyum sürecini arttıracak yeterli ekonomik özgürlüklerinin olmaması, sosyal hak ve fırsat eşitliklerine sahip olmaması sebebiyle iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız oldukları görülmektedir. İklim krizi küresel olarak kadın ve kız çocuklarının geçim kaynaklarını, sağlıklarını, emniyet ve güvenliklerini tehdit etmektedir. Bu tehditlere yönelik politika düzeyinde önlemlere ihtiyaç vardır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kapsamında iklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil eylem çağrısında bulunmaktadır. Ayrıca SKA’ da toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadın ve kız çocuklarını güçlendirmek de hedeflenmektedir. Bu iki küresel çağrıda önemli rolleri olan hemşireler, iklim değişiklikleri konusunda bireylerde farkındalık oluşturmak ve çevresel duyarlılıklarını arttırmak için önemli bir konumdadırlar. Bununla beraber hemşireler iklim kriziyle mücadelede toplumsal cinsiyete duyarlı politika geliştirmede lobicilik faaliyetleri de sürdürmelidir. Sonuç olarak hemşirelerin iklim krizi ile toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri arasındaki ilişkiyi kavraması ve bu konuda eyleme geçmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İklim krizi, toplumsal cinsiyet, hemşire