Duygu Durum Bozukluğu Olan Yetişkinlerde Duygusal Yeme Davranışlarının Beslenme Durumu Üzerine Etkisi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Lokman Hekim Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme Ve Diyetetik Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Dilara KUL BİLGE

Danışman: Sevinç Yücecan

Özet:

Bu çalışma, Özel Psikoloji-Aile ve Eğitim Danışmanlığına gelen duygu durum bozukluğu tanısı konmuş bireylerde yeme bozukluğu görülme durumunu incelemek amacıyla 153 gönüllü birey (98 erkek, 55 kadın) ile yürütülmüştür. Araştırma öncesinde çalışmaya katılan bireylere; genel özellikler, sağlık bilgileri, antropometrik ölçümler, Besin Tüketim Kaydı, Yeme Bozukluğu Değerlendirme Ölçeği (YBDÖ), Duygusal İştah Anketi (DİA), Yeme Tutumu Testi (YTT), Üç Faktörlü Yeme Anketi (TFEQ-R21) yüz yüze görüşme tekniği ile uygulanmıştır. Araştırmaya katılanların sadece %13.1’inde yeme bozukluğu olduğu saptanmıştır.  Cinsiyetlere göre yeme bozukluğu durumları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Çalışma sonucunda; BKİ gruplarında YBDÖ’ne ait puanlar arasında karşılaştırma yapıldığında; BKİ normal grup ile kilolu ve obez grup arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05). Cinsiyetler arasında da ölçek sonuçları incelendiğinde; yalnızca TFEQ-R21 anket sonucunda duygusal yeme durumunda kadınlarda skor anlamlı olarak yüksek bir sonuç vermiştir (p<0,05). Elde edilen veriler ışığında; yeme bozukluğunun tedavisine yönelik çalışmalarda vakanın içerisinde bulunduğu motivasyonel düzeye göre tedavi planlanması gerektiği ve tedavi sürecinde vakaların depresyon ve beden memnuniyetsizliği düzeylerinin de değerlendirilmesinin gerekliliği öngörülmektedir. Bunun için duygu durum bozukluğu ile birlikte görülen yeme bozukluklarının tedavisinde multidisipliner bir çalışma anlayışının benimsenmesi ve bu çerçevede; alanında uzman olan bir psikolog/psikiyatrist ve diyetisyenin birlikte çalışmasının sağlanması hedeflenmelidir. Sonuç olarak, duygusal yeme davranışlarının yeme bozukluğu riskine neden olabileceği, birçok tanı kriteri bulunan fakat kesin tanı almamış birey sayısının fazla olduğu, bireylerin genel beslenme düzenlerinin sağlıksız, düzensiz ve bazen yetersiz olduğu, enerji ve besin ögeleri gereksinimleri açısından olması gereken miktarda alım sağlanmadığı elde edilmiştir.